SeVDa ATEŞİNDE *
Günden güne bir ton koyulaşan duygular
Kelebek dokunuşlar
Ve içimi ısıtan bahar güneşi
Gül kokulu solumalar
Sığınılan filizi rüyalar
Ve içimi yakan sevda ateşi
Hoş geldin!
Tüm dillerden üstün gözlerindeki manaya
Zerrelerime kadar yakıp kavuran dokunuşuna
Sunduğun kutsal sevdanın karşısında
Boynum kıldan ince yar….
Seni sevmek
Okyanusta kulaç atmak dolu dizgin
Mayın tarlasında yüreğin çarpması
Güvercinlerin havalanması demek
Kana kana su içmek gibi bir şey
Kıyamet kopması özlemlerinden
Bulutların üzerinde yürürken
Sığışamamak göğsünden başka hiç bir yere
Sevdalı yüreğinde demleniyorum yar...
Gülizar Turgut
**Adı Yok**
Karadeniz’in hırçın dalgalarında boğuşmak
Ve yayla çiçeklerine bezenmek
Çıkmak Kaçkar dağlarına sonra
Nefeslerimiz
Yağız bir atın yelelerinde
Ve o tutkun işve
O keskin bakış
Ve zafer çığlığını bozguna uğratan dudakların
Hangi iklimlerde dans ettin
Mavinin hangi tonu umutlarında gizli
Hangi dağ seni yeşilliklerinde saklar
İki mevsim arası mı aşk
Rüzgarıyla lütufkar
Gülizar Turgut
**SeRzEnİş**
Sabahın en ölümlü vaktine
Güvercin bakışlarımı
Saklarım…
Aksetse
Acı acı haykıran martı çığlıklarım
Kelebeğin ömrüne benzeyecek
Korkarım...
Gülizar Turgut
Adını Sen Koy
Sancılı başladı doğum!
Vaktinden önce....
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı,
Izdırap verici zamanlar....
Bir yürek acısı ki tarifi yok bedende
Derin, derin nefes almalar
Yürek çarpıntısı sonuna kadar.
Bir gülümseme....
Bir dokunuş....
Altın tepside sunuluyor sessizce
Adını koyamadığım çocuğu
Dünyaya getiriyorum, işte....
Dipsiz bir kuyu sanki
Duyguları kamçılayan
Yüreği aydınlatan bir ışık!
Belki de ikinci bahar!
Bu ne gel-gitler, bu ne kararsızlık...
Eksik olan bir şeyler var
Zihinlerde.......
Gülizar Turgut
aLDaNMaMıŞ GÜLÜMSEME
Her şey aşina
Emanetçi dükkanında
Kekremsi bir tat
Dokunmak yasak
Aldanır mı
Gülümseme
Yüz de…
Tozlu raflarda
Yüreği kuş kanadında
Toz pembe hayaller
Alice harikalar dünyasında sanki
Gökten umut mu yağıyor ne
Hayır
Aldanma/mış bu kez
Biliyor
Birazdan
Yıldırım düşecek yangın yerine
Her şey kan kırmızısı
Yer demir- gök bakır
Ve bir kadın
Bir daha
İnanmayacak
Mucizelere…
Gülizar Turgut
BiLiYoR MuSuN
Yüreğini konuşturan bir kadının yüreği
pembe yalanlar söylüyor tiryakiliğine
Biliyor musun
................
Biliyorsun
Ben sende kaldım
Kimliğime dönemedim, seninle kaldım
Dönüş biletimi orada, bir yerlerde bıraktım
Hani...
Otobana bakan mutfağın cam kenarındaki masa var ya
İşte, o masada….
Belki de salondaki kanepenin üzerinde….
Sorgusuzca sığındığım yüreğinde bıraktım belki de
Ben olduğum
Senden olduğum can evinde
Beraber ellerinden tuttuğumuz ilişkimizi
Tek başıma yaşıyorum şimdi
En güçlü silahın
Suskunluğunla vurdun beni
Fırtınaya hazırlıklıydım oysa
Sessizce gidişine değil.....
Sabır taşı olup
Özleminden yanmaya razıydım yıllarca
Ansızın çekip gitmene değil….
Biliyor musun
....................
Bilmiyorsun
Anladım ki....
Ben seni ne çok sevmişim
Değer vermiş, özümsemişim
Ve ihtilalinle yerle bir edilmişim…
Gülizar Turgut
Bir Adam Var Bildiğim
Bir adam var!
Bana benden yakın, benden yabancı
Gittikçe devleşen
Bir adam var...
Kalbime yerleşen
Yağmurlarıma sebep olan
Terk edişliğime
Lal olmuş bir adam......
Yürürlüğe girmemiş hazlarımın
Çöl fırtınasında kum tanesi gibi
Savrulduğuna yanarım da
Ateşimle
Bir adam alevlendiririm
Can veririm
Ses veririm
Kalp veririm
Ve
Muaf tutarım her şeyden
Uğruna bekleyen olup
Bir adam yaşatırım içimde
Bayrağım gibi
Ölümüne inandığım
Mabet kutsallığında dualarımla
Allah’ım korusun seni her şeyden…..
Sana kavuşmadan gidersem bir gün bu dünyadan
Gözüm arkada kalacak bilesin
Gözüm
.....Arkada
.........Kalacak
Bildiğim tek ipucu varolduğu……..
Gülizar Turgut
ÇeYiZ SaNDıĞıMDa NaFTaLiN KoKuLu MuTLuLuK VaR
Fırtınadan önceki sessizlik
Ceylan ürkekliğinde
………………………..
Masmavi bir buluttu / dokunsam
Dokunamadım
İsyan yağdı buluttan….
“Söz gümüşse, sükut altınmış”
Gem vurdu/m…
Sustum
Dilimdeki deli poyraza rağmen…
Sayısız kaç bıçak darbesi salladım
Kanattım / tuz bastın
Kanattın / tuz bastım
Çıkmaz sokaklara
Çığlıklarım
Adını yazdı:
Sağır duvar!
Tomurcuk sevinçler
Budanmaya hazır hüzünlerimle
Bileti önceden kesilmiş
Dört başı mamur trenin
Yolcusuyum artık
Sahteleşmedi gözlerimde bakışlar
Ve maske takmadı
Gülümsemem de dudaklar….
Çeyiz sandığımda
Naftalin kokulu mutluluk var
Gülizar Turgut
Çok Zor
Unutmak ne mümkün;
o günü ve seni
İnsanın aklına gelir miydi böylesi
O güne ne mutlu ya da lanet olsun demesi
Gerçekten de zor
Bizim için iyi olanı hangisi
Aşktan kör olan gözler için
bunu görmek zor,
Kader karşısında kilitlenen diller için
söylemek zor,
Aşk uğruna küllenen kalpler içinse
anlamak zor,
Ne yazık ki;
bocalayan zihinler için karar vermek
çok zor sevgilim........
Gülizar Turgut
Gökyüzü şahitti GöMüMüZe
perde bir:
aşkı gömme törenindeydik
yağmursuz şimşekler çaktı
lal oldu dillerim
ahh ulan ahh...
seni beyazlara boyayacağıma
kör olsaydı ya gözlerim
tuvaldeki çaresizliğimin
tasviriydi gökyüzü o gece
ahh ulan ahh...
mayınsa bastım, ateşse yaktım
dünyaya kafa tutardım
göçmen türküsüyle...
miş li geçmiş zamanlardan
firarı göze almıştım oysa
hesap hatası olmasaydı yukardan
tek kibritle yaktı ikimizi
perde iki:
aynı gökyüzü o gecede çıldırdı
her şeye inat
başrolde iki kişiden biri
figürandı tören adeti üzerine
tek kuş sütü eksikti
bir de
beklenilen...
perde üç:
ne bulduysam sıktım kafama
kaç kere öldüm gökyüzü
sen biliyorsun
ahh ulan ahh...
ellerimle mi kestim biletini
elim kırılsaydı ya
…………………
elim kırılsaydı da
kurdelemizi kesmeseydim
takas ettim yarınlarıma
okyanusların derinliğini
Gülizar Turgut
Gönlüme Gece Yağar.......YAR
Aklından geçer mi dersin
Aklımdan geçenler / Sanmam
Asıl duyman gerekenleri söylemedim daha…
Sandığa kaldırdım mavi gülüşlerimi
Beni çıra gibi yakıp karşıdan seyre daldın ya..
Alev alev yanarken
Sen buz kesildin ya..
Eşkiyalığım konuşur şimdilerde
Hiç sevgi limanına demir attın mı
Yelkenleri fora yapıp
Azgın dalgalara bıraktın mı
Sanmam
Karanlığı ışık saydın mı
Terkedişliği / kavuşmak
Hiçbir şeye yanmıyorum
Bayrak gibi taşıdığımın
Bukalemun gibi renk değiştirmesi kadar
Hiçbir şeye kahrolmuyorum
Uğruna her şeyi göze alabilenin
Bir acı kahve tadında hatırı olmaması kadar
Gönlüme gece yağar…
Hüznümün gerillaya dönmüş yüzü
Eskitme aynada paramparça kanamada
Bir anahtar uyduramadım kilitlerime
Zehir- zıkkım sözcüklerden ilham alamadım daha
Aklından geçer mi dersin
Aklımdan geçenler / Sanmam…..
Gönlüme gece yağar
Yar
Gülizar Turgut
Gözler
Canımı veresim gelir
O mahzun gözlerine baktığımda.....
Acı
Pişmanlık
Ve yüce bir aşk görüyorum
Gözlerinde derinlere daldığımda......
Sana canımı veresim gelir
Bana her ihtiyacın olduğunda.....
Canımı
Canımı veresim gelir
Gözlerinle gözlerim her buluştuğunda.
Gülizar Turgut
İsyan Vakti
Rotadan çıkıp yolumu kaybetmek
Gitmek başıboş
Bomboş
Uyandığımda yaşanmış ne varsa düne ait
Unutmuş olmak istiyorum
Acı, hüzün, aşk, nefret
Sevinç, arzu, anlayış, merhamet
Bırakın yakamı
Azat edin beni!
Tutuksuz yargılanmak istiyorum
Çalar saatimin azizliğine uğramış saatler
Neredesiniz
Kimliği sorulmayan özgür geceler
Kiminlesiniz
Açın kollarınızı sarın beni ne olur
Bir süreliğine misafiriniz olmak istiyorum
Dün gece.....
Aynadaki resmimle yüzleştim
İsyanın çığlıklarını akıtıyordu yeşil gözlerim
Karakalem çalışılmış benzime
Haykırıyordu!
Yardıma muhtaç yürekler derneğinden ayrılıyorum
Müsaadenizle
Gülizar Turgut
Mutluluğun Şahitleri
Kapamam gerekmiyor ki gözlerimi
seni hayal etmek için..
Ben
Seni göz bebeklerimde saklıyorum
Göz göze geleceğimiz o muhteşem davette
Mutluluğun düğününe şahitlik yapsınlar diye.
Şahit olacaklar
İki yüreğin güneş kadar kavurucu o ilk bakışmasına
Şahit olacaklar
Bir çift yüreğin katıksızca birbirine akışına
Gülizar Turgut
PaHa BiÇiLmEz uMuTLaRıMa
Masada bir yalnızlık
Bir de ben
Şerefe kaldırdık.....
Geçmişe gülümserken
Nicedir....
kulak asmaz güvercin kanadındaki seslenişlere
buselik makamındaki sol yanım
Kanayan;
Buruk bir gülümsemeyle sahile çıkar
Yakamoz vururken anılarıma
Hep yarım ….
Balmumu ile sardım sarmaladım sevi mi
Ve
Çıkarıp attım üstümden ….
…………………………………..
Maskeli baloda terk ettim pembe hayallerimi
Alacakaranlıkta mevsim....
Dokundu efkarıma
Bir nefeste çekip öksüz anılarıma ağladım
Paha biçilmez umutlarımdı....
Kelepire sattım hepsini
31.10.2006
Gülizar Turgut
Seni YaZıYoRuM
Bir elimde sigaram
Bir elimde kalemim
Sevgilim
Bu yapraklara seni yazıyorum
Senin iyiliğini güzelliğini anlatıyorum
Ve bir sigara daha bitiyor
Yenisini yakıyorum..
Bu dumanaltı içinde gittikçe gam basar içime
İlham gelir dayanır şu küçücük zihnime
Duramaz parmaklarım isterse olsun gece
Hep seni
Hep ikimizi bölerim hecelere..
Bu kalem ve bu yapraklar içimi döktüğüm arkadaşım
Gizlediklerimi söyleyip rahatladığım sırdaşım
Kendimce aradığım sıkıldığımda sığındığım aşkım
Üzülürüm....
Heyecanlanırım....
Hep bu yapraklara muhtacım
İşte
Yine sıkılmakla sevinmek arası bir haldeyim
Yine kalemimi aldım yazıyorum
Ne edeyim...
Duygularımı bilmiyorum nasıl dile getireyim
Yak bir sigara daha boş ver
Nasılsa ben hep dertteyim
Gülizar Turgut
Sevda Bağı
Bağlanmak
Bağlamaktan
Bağlayıcı...
Tutulmaya gör
Sevdaya
Gülizar Turgut
Sorarım
Sorarım
Neye yarar
Neye benzer
Sararmış solmuş çiçek
Uçsuz bucaksız toprakta
Kim sever
Kim koparıp evine götürmek ister
Vazosuna koyup koklamak...
Gülizar Turgut
Sözlerin
Ah…
Uzaktaki yakınım
Her şeye rağmen dediğim
Sözlerin geliyor aklıma
O kanun saydığım sözlerin...
Ah…
Bana benden yakın olan
Nerdesin şimdi
Sözlerin
Dileklerin
Hayallerin
Nerde….
Bense…
Bıraktığın yerdeyim hala
Ne bir adım atabildim
.......İleri
……… Ne de bir
Geri
Sözlerin
Hani
Gülizar Turgut
Suçu:Gül Koparmak Karar: Müebbet hapis
Müebbet hapis dedi Hakim
Suçu gül koparmak gonca iken hem de
Önce güldüm.....
'Şaka bu' dedim herhalde
Bahçıvan; hem üzgün hem hiddetle
'Kırmızı bir gül olacaktı oysa' dedi
'izin verseydi vicdansız'
Çiçekleri koparmayınız uyarısını da hiçe saymıştı
'Daha gonca iken nasıl da kıydı tomurcuğuma
Hangi ruhsuzlukla ne uğruna
Sevgilisine ucuza bir çiçek götürmek için mi
Seni Seviyorum demek anlamında
Emeklerimi heba eden bu adama
Yazıklar olsun, yazıklar! '
Büyüyecekti zevkini alarak yaşamın
Bal arılarını tanıyacaktı
Binbir renkli kelebekleri..
Yapraklarını dağıtacaktı dört bir tarafa
Kokusunu salacaktı sevdalılara..
Koparılmış gonca gülü hayal ettim bir an...
Toprağından aldığı sevgiden yoksun
Öylece bir yerlerde büzüşmek üzere
Gözyaşlarını akıtıyordu içine
Kimsecikler görmesin diye..
Haklıydı bahçıvan hissettiklerinde
Bir gonca gülü kopardılar dalından
O gül adına belki de bir yerlerde
Başka binlerce gül doğacak
İnadına inadına........
(20.12.2004)
Gülizar Turgut
SuSKuNLuĞuMuN FeRYaDI
Boğazımda düğümlenip söylenmemiş binlerce söz …
Soru işaretleriyle sorgulanıyor zihnimde
Hiç birine noktayı koymadan
Nadasa bırakıyorum
Yutkunuyorum
Acı biber gibi
Yüreğime dokunuyor her biri
Susuyorum
Sustum!
Yüz binlerce sözü kalbime akıttım da
Sustum
Acıları, endişeleri, hayal kırıklığını içime atıp da
Sustum
Susmayı mertlik kabul ederek değil
Çaresiz kalışıma yenik düşerek
Sustum
Yenildim, evet!
Keskin bıçak sözlü sevdaya yenildim
Sevgili Nihat Behram
“Korktuğum şu:
ürkütürsem kavuşamam, ay ışığı kirpikleri incinir;
gücenirse barışamam, bu dert beni bitirir” demiş
İşte, bende bu yüzden sustum.
Kimseler duymadan sessizce
Beynim ile kalbim arasındaki o ince çizgi üzerinde
Haykırıyorum
Ağlıyorum
Ve
Susuyorum
İsyan sitem değil benimkisi
Kimseler üzülmesin halime
Nasıl bir şeydir bu
İçinde hala hoşgörüyü saklayan
Her nedene bir kılıf bulan
Suçları hükümsüz sayan
Ana şefkati ile sarmak yaraları, sabretmek
Çırpınmak mı bunun adı
Kabullenememek mi terk edişliği
Yoksa konduramamak mı
Bilmiyorum
Bildiğim tek şey
Sevdiğimden susuyorum
Gülizar Turgut
Tükeniş
Zifiri karanlık hayallerde
Umut
Feneri yakmanın zamanı gelmedi mi sence
Aç gözlerini bak
Işık
Bir sigara ucundaki alev kadar yetersiz bu gidişte
Şimdi yıldızların altında
Malum şarkıyı söylüyorum tek düze
Nöbeti devralmak için
Keşke
Sevebilseydim....
Sarhoş olsaydım hem de küfelik
Sevişseydim tüm şehvetimle deli dolu
Koşsaydım koşsaydım sana doğru
Nefes nefese kalana dek
Keşke
Keşke
Artık sabahı bilmeyen suskun gecelerde pusudayım
Avını sabırla beklemenin kararlılığında
Aslında korkuyorum biliyor musun
Ama elimden hiçbir şey gelmiyor
Sarıp sarmalıyor gün geçtikçe
Sanırım beni esir alıyor
Teslim oluyorum
Tükendim...
Tükendim
İşte...
Gülizar Turgut
KOZADAKİ DÜŞ
İpek böceği edasıyla
Örüp yumağımı Tutunduğum
dalda düşlüyorum
Gökyüzüyüm Keşfedilemez
sananların gözünde
Nispet edercesine Takıp takıştırıyorum
yıldızları Onlar bana Ben onlara hayran
Ay usulca Mücevher kutuma saklanıyor
Başımın altında bulutlar
Geçmişi kuş tüyünde atıyorum
Dokunmayın kozama ne olur
Kaç kelebeğim ben Misafirim
düşler ülkesinde
Bir ben yaratacağım içinden
Gülizar Turgut